Kayıtlar

BALIM

Resim
Ocak 2012'nin sonlarındayız. Liseden bir arkadaşım bir fotoğraf paylaşmış; dışarıda kış iyice bastırmış. Küçük bir kedi de eve sığınmış ve ona yuva arıyor. Ben de 2 aydır sokak hayvanlarını sahiplendiren birkaç sayfa ve siteyi takip ediyorum. Bir yandan da evdekileri ikna etmeye çalışıyorum. Ve o kedinin fotoğrafını görünce büyüleniyorum.. Hemen ikna turlarını güçlendiriyorum. Ve nasıl oluyorsa izin alıyorum. Geriye bir tek kızıma kavuşmak kalıyor. Arkadaşım, Avcılar'dan İstanbul'un diğer bir ucuna kediyi getiriyor. O kadar minik ki... İnanamıyorum ona sahip olduğuma, şaka gibi geliyor! Tarih: 05.02.2012 ve hayatımın en mutlu günlerine başlangıç yapıyorum... Onun büyüdüğünü görmek, saçma oyunlarını izlemek saatlerce...Hayvan beslemeyenlere diyecek bir lafım yok, onlar anlayamazlar zaten bunun ne kadar güzel bir his olduğunu...ama evini bir hayvanla paylaşanlar çok iyi anlayacaktır beni. Neyse, o zamandan bu yana 9 ay geçmiş. Kızımı blog alemine de tanıtmadan olmazdı... ...

Siyah Beyaz Bir Hikaye

Bir Adam düşün; üzerinde bol bir ceket dizlerine değiyor etekleri, pantolon paçaları yıpranmış... Elleri ceplerinde, omuzları hafiften çökmüş... Tel tel saçları taranmamış kimbilir ne zamandır... Siyah beyaz her yer...Gece gibi sessiz, gündüz gibi çıplak... Bir adam düşün; bir Sur'un tepesinde...Yürüyor Sur boyunca, elleri ceplerinde... Belli ki canı sıkkın... Sur'un bir yanından batarken Güneş; yüzünü ısıtıyor son bir çabayla. Diğer yandan esen rüzgarsa hatırlatıyor Güneş'in de çekip gideceğini... Kim gitmemiş ki şimdiye kadar? Gülüyor, belli belirsiz, haline... Yüzündeki kırışıklıklar daha bir belirginleşiyor.. Bir adam düşün; bir Sur'un tepesinde... Kim bilir aklından neler geçiyor ağır ağır yürürken...Belli ki acelesi yok..bekleyeni de... Aslında yürümesine de gerek yoktur da başka da yapacak bir şeyi yok diye istifini bozmuyor...Yürüyor Sur boyunca...Saçlarının dağınıklığı aldatsa da insanı, belli ki düzeni de seviyor... Bir adam düşün; bir Sur'un tepesind...

İnsan İnsana Benzer

Resim
Daha önce de benzerlik tespitlerimiz olmuştu ... Bu da onun gibi bişi.. Geçen gün nerden estiğini henüz hatırlayamıyorum, natalie portman'a bir göz attım da bizim özge özpirinçci aynen onun gibi geldi bana! Aynı masumiyet, aynı sevimlilik, biraz da alçakgönüllülük...Hollywood türevi ünlü simalarımız yok demeyelim... He aslında natalie portman keira knightley ile kardeş gibi tabiki ama olsun onu öyle herkes benzetiyo!

Kanepenin Arkasında Ne Buldum ?!

Resim
Evet, uzun bir aradan sonra bir yazı daha yazmak gerekti... Aslında çok daha önceden yazmak gerekti ama insanoğlu genel olarak üşengeçtir. Ben de genele uydum, aykırılıktan kaçındım! Neyse baktım ki, insanlar gönül rahatlığı ile blogger'a giriş yapabiliyor, hemen bi yazı ile bunu kutlamak gerek; ama ne yazacağım. Uzun süredir yazmamışım, elbetteki birikmiş her şey ama böyle ha deyince de bulunmuyor... derken buldum! Evet, bundan 1 bilemedin 2 ay önce kanepenin arkasına telefonu düşürdükten sonra bir kurtarma operasyonu gerçekleştirdim ve bu esnada aklımdan tamamen çıkmış olan bişey buldum! Kanepenin arkasında ne mi buldum? Bir Taso ... Hani şu cipslerden çıkan ve sokaklarda oynayıp biriktirdiklerimizden... hani üterdik ya! Sevindim baya, ki anlamsızdı aslında o kadar sevinmek... Pek de bi işe yarayacağı yoktu çünkü. Maziyi hatırlatmak ve bloga konu olmak dışında! Severdim tasoları! Sitedeki arkadaşım tuba ile tüm sitedekilerin tasolarını bileğimizin hakkı ile kazanmıştık-ütmüş...

Dişi Yakarış

Resim
Söylenecek sözler hiç bir zaman bitmiyor. Hep bir yarım kalmışlık... Biliyorum anlatamadım kendimi doğru düzgün... Göründüğümden farklıydım çoğu zaman; iyiyken kötü, kötüyken iyi... Anlaşılmayı ummaktan başka bir çareyse yoktu! Yaşatamadıklarımın yanında yaşayamadıklarım da var ne de olsa! Hayat, istemeden olup bitenlerden ibaret çoğu zaman... Başka türlüsünü de isterdim aslında... Bambaşka bir zamanda hepsini telafi ettiğimi düşünmek zorundayım! Böylesi daha güzel... Aslında herşeyi yaşayabilecek olmak güzel, iyisiyle kötüsüyle... Kutunun içindeki kedi misali... Ne kadar ilerlesem de her zaman biraz gerideyim... Geride kalan herşeyle biraz eksiğim... Kendime yazdım bunları da... Bazen çokça konuşasım geliyor diye...

Bonsai öldü ama hayat devam ediyor!

Resim
Bundan 4 ay kadar önce bir bonsai girdi hayatıma! Sürpriz olmuştu benim için. Aradan zaman geçtikçe sürpriz olmaktan çıkıp anlam kazanmaya başladı. Hem bir bitki olmasına rağmen diğer canlılar gibi zamanla kendini sevdirmişti; hem de bir anlamı vardı: uzun bir hayatı simgeliyordu, bakılasıydı! Ben de öyle yaptım... Bildiğim kadarıyla baktım... Bonsai bakımı hakkında pek bir bilgim yoktu gerçi ama! Aldığımdan beri de onunla ilgili bir yazı yazayım demiştim ama bu güne dek kısmet olmamıştı. Ordu'ya gitme vakti geldiğinde, peşim sıra götüremeyeceğim için İstanbul'da bıraktım onu. Abime emanet ettim, sıkı sıkı tembihledim, "Aman abicim, suyunu eksik etme!" Ordu'ya gittikten sonra her gün abimi arıyordum sırf su vermeyi unutmasın diye. Dönüşte otobüsten iner inmez ilk iş bonsainin akıbetini sordum, başıma gelecekleri biliyormuş gibi! Ve korktuğum cevabı da aldım: " ben suyunu verdim ama..." Bonsaim kuruyup ölmüştü... Abim önceleri hiç su vermemiş, kurudu...

Bayar, sen ne mükemmel bişeysin!

Resim
Babies'i izlememin üzerinden epey bi zaman geçti. İlk kez facebook da fragmanına denk geldim; o zaman ki yorumum, gelsin de hemen izleyelimdi. İnternete düşmesi ile izledim filmi. İkinci kez Hatice ile izledim, hem yeniden izlemek istediğim için, hem de onu biraz neşelendirmek için... Filmi sırf Moğolistan'dan Bayar için izledim desem yeridir... Böyle şirin bir bebek olabilir mi? Gerçi tüm bebeklerin hayvanlarla olan sahneleri çok eğlenceliydi... Afrikalı Bebenin yaşadığı koşullar ile diğerleri arasındaki uçurumu gördükçe içiniz buruluyor ama böyle bir filmde bile hayatın gerçeklerinin yüzümüze vurulması güzel olmuş... 1 saat 20 dakika boyunca eğlenceli vakit geçirmek isteyenler mutlaka izlemeli diyorum... Film bitti diye sakın kapatmayın; kayan yazıları da sonuna kadar izleyin, Bebişlerin büyümüş hallerini de görmüş olursunuz...İyi Seyirler... trailer1 trailer2