Genetik Diye Bişey Var!

Yine bir film yazısı...
Ramazan ayında geceyarısından sahura kadar olan vakti film izleyerek geçirmenin tadını çıkarıyorum şu aralar! Filmsiz geçen, bana göre uzun, bir süreden sonra her güne 2 film sıkıştırarak bu açığı kapatmaya başladım. Bunda 1 haftaya kadar tamamlamam gereken ve henüz hiç başlayamadığım staj defterinin de büyük bir yeri vardır elbette. Malum, işin gücün çok olduğu vakitler işten en çok kaçılan vakitler oluyor bende.


Bu gecede şöyle eğlenceli bişeyler izleyeyim dedim, açtım baktm en son neler indirmişim diye ve the karate kid 'i izlemeye karar verdim. Tamam adı karate kid ama yine de 1984 yapımı orjinal karate kid ile aynı filmi izleyeceğim aklıma gelmemişti. Çubukla sinek kovalamadan dövüşte alınan yaraya kadar aynı filmi farklı karakterlerle izledim. Jackie Chan' in arabasını sildiği sahnede ise, "heh", dedim, "cilala-parlat kısmına da geldik"; ama o bölümü ceket ile yenilemişler! Neticede aynı filmin yeniden çevrimini ufak farklarla izledim ama yine de eğlenceliydi. Aslında filmdeki en büyük fark küçük karate kid'in annesi rolünde izlediğimiz Taraji Henson dı. Filmdeki en renkli karakterdi.


Filmle ilgili söylenebilecek fazla bişey yok, eğlenceli vakit geçirmek için izlemenizi tavsiye edebilirim. Bu yazı için önemli olan, filmin başrolündeki Jaden Smith!


Babasının oğlu yine çıkmış sahneye. Pursuit of Happyness den sonra biraz daha büyümüş, 4 yaş kadar, ve yine aynı sempatiklikle karşımızda. Will Smith' den aldığı sadece sempatiklik, çekicilik değil ama anlaşılan. Bir Haley Joel Osment olmasa da iyi bir oyuncu olacak gibi görünüyor, belki babasından da iyi.


Son olarak, Will Smith' e teşekkür ediyoruz, kendisi ve de oğlu için...

Yorumlar

  1. bir dolu çocukla seyrettim filmi eskisi kadar güzeldi diyebilirim

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben de komiktim!

Okuma Şenliği: Kış 2018