Hayat Ne Tuhaf; Vapurlar Filan !


Yeni bir gün daha başlıyor. Tüm cemrelerin çoktan düştüğünü gösteren ılık bir hava; tatlı tatlı yüzümü yakan bir güneş ve çiçeklenen ağaçlar. Okula gitmeden Kadıköy'e uğramam lazım, film festivali için bilet alınacak. Salonda kalan 3,5 beter yerden arkadaş yanı koltuklar temin edilecek! Uzun zaman mı olmuş gündüz gözüyle Kadıköy'e gitmeyeli? Hafiften bir sızı içimde; elimi kolumu nereye koyacağımı bilmeden yürürken!
Biletix' e bir güzel hizmet bedellerini bayılarak alıyorum biletleri.İşler tamamlanınca hemen beşiktaş vapuruna yetişmeli derse geç kalmamak için. 45 vapuruna yetişiyorum neyseki. Madem hava güzel, madem vapurdayım; dışarıda oturayım diyorum eskisi gibi! Vapur hareketlenince hafiften bir deniz kokusu geliyor burnuma; İstanbul'da da deniz pek kokmaz ya! Ve güneş vuruyor yüzüme, sıcaklığı içimi ısıtıyor. Kaldırıp kafamı kapıyorum gözlerimi. 25 dakikalığına da olsa doyuyorum günün tüm güzelliğine...
Ve şaşırıyorum; nasıl da böyle mutlu edebiliyor insanı bir güneş, bir deniz, bir bahar...
Gerçekten de şu hayat dedikleri epey bir tuhaf...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Genetik Diye Bişey Var!

Ben de komiktim!

Okuma Şenliği: Kış 2018