(Vol. 1) Tadından Yenmeyen Filmler

Bazı filmler vardır; düşündüğünüz anda yüzünüzde güller açar. Kendiniz 10kere izlersiniz yetmez başka insanlara da izlesinler diye yalvarırsınız sanki sizin filminizmiş gibi. Bikaç kişiyi kandırırsanız birlikte izlemek için, bu sefer onlar filmi izlerken siz hem filmi hem onları izlersiniz "acaba benim kadar beğeniyorlar mı" diye, bide yetmiyomuş gibi sahneleri açıklamaya başlarsınız-ne gıcık bişeydir bu da-! Ve bu filmler izledikten sonra olduğundan daha üst mevkiye konurlar kimi zaman da. Tekrar izlediğinizde bi bakarsınız okadar da şahane gitmiyormuş, ama bu düşünce de ancak film bitene kadar yer edinebilir aklınızda. Film biter ve siz tekrar "Ne süper filmdi be" demeye başlarsınız, yeni seyirciler toplamak için yolunuza devam edersiniz. Ve bu böyle sürer gider...

İşte benim baldan tatlı filmlerim;

1.Jeux D'enfants

Filmimiz 2003 yılı bir Fransız filmi. Yönetmen Yann Samuell, başrol oyuncuları karizmatik Guillaume Canet ve tabiki muhteşem performansıyla Marion Cotillard. (Bu arada Julien'in 8yaşındaki halini canlandıran Thibault Verhaeghe 'in oyunculuğu da çok keyifliydi.) Film hakkında fazla bilgi vermek istemiyorum, her ne kadar üzerinden uzun bir süre geçmiş olsa da henüz filmi izlemeyen çok insan gördüm. Hem bir fransız filmi olması nedeniyle hem de fantastik anlatımıyla bize le fabuleux destin d amelie poulain 'i anımsatıyor gerçekten ama kıyaslamak büyük haksızlık; iki film için de! Film bir masal gibi anlatılıyor, ama bir yetişkin masalı elbette. Aşkın bir çok halini görüyoruz karakterlerde, sevgilerine ve oyunlarına şaşırıp kalıyoruz çoğu zaman. Bazen de kızıyoruz onlara;mesela tren sahnesinde Julien'e demek istediğim "naptığını sanıyosun sen ya!" gibi.

Neyse film gerçekten etkileyici, sevimli, lokum gibi bişi işte! Her türlü sanatsal,teknoloji harikası, olağanüstü senaryolu yapılmış ve/veya yapılacak onca filme rağmen işte bu filmdir benim ilk aşkım...

Ve Marion da her daim "Sophie Kowalsky" olacak...
-Bu resimde; Marion Cotillard La Môme , diğer adıyla La vie en rose filmindeki "Edith Piaf" rolüyle En iyi kadın oyuncu oscarını kazanmıştır. And the oscar goes to;

Mutlaka izleyin...



2.Yeopgijeogin geunyeo --> My Sassy Girl

Bu seferki filmimiz daha da eski, 2001 yapımı bir Güney Kore filmi. Yönetmen Jae-young Kwak, oyuncular ise Tae-hyun Cha ve Gianna Jun. Kendi kulvarındaki filmlerden çok daha üstün, acayip eğlenceli bir film. Eee boşu boşuna vermiolar imdb de "8.2" puanı! Baştan söyleyeyim bu filme yapabileceğiniz en büyük haksızlık ezkaza onu türkçe dublajlı seyretmek olacaktır. Altyazılı filmleri sevmiyorsanız bile bu filmi mutlaka ana dilinde izleyin,pişman olmayacağınızı garanti ederim. Sadece o konuşmaları duymak bile bu filmi izlemek için büyük bir sebep çünkü. Tae-hyun 'un (nasıl okunuo acaba!) -Jim Carrey- vari mimikleri ve doğallığı, Gianna 'nın nitelikli oyunculuğu ile, film onlarla adeta özdeşleşiyor.
Film, esasında genele göre biraz uzun sayılabilir, 137dakikalık olanı izledim ben, size de onu tavsiye ederim kesilmiş olanları bulursanız izlemeyin; en küçük detaylar bile önemli bizim için! Filmin her dakikası dolu dolu geçiyor, arada hikayelerden yola çıkılarak biraz sapıtıldığı oluyo ama o da zaten adı üstünde "hikaye"; biz de fazla üstünde durmuyoruz!
"Ne anlatıyo bu film yahu" derseniz, efendim adı üstünde hırçın bir kızımız ve onun peşine takılmak zorunda kalan saf oğlumuz, ve tabiki çok tatlı ve tıpkı Jeux D'enfants taki gibi sıradışı bir aşk var filmimizde! Sonradan izleyince farkettim, en çok squash ve metrodaki sol ayak oyununda gülüyorum ki bi ara gözümden yaş geldi söylemeden geçmeyeyim!
-Garibim Kyun-woo neler çekiyor!

Ve son olarak en sevdiğim repliği de yazmadan olmaz ; "Ölmek mi istiyorsun? Kahve iç!"

3.Juno

Geldik 3.filme. Film 2007 yapımı bir amerikan filmi. Yönetmen Jason Reitman, oyuncularsa Ellen Page, Michael Cera ve Jennifer Garner. Bu filmde diğerleri gibi çok olası bir olayı olağanüstü bir şekliyle sunuyor bizlere. Yeniyetme bir hamilenin hikayesi var bu filmde. Kimi zaman onun çocuksu ruh hali ve uçarılıklarını kimi zamansa duygusallığını ve büyüyüşünü izliyoruz. Çok sıcak, eğlenceli yani kısacası Juno'nun filmi!

Bu filmde elbetteki en çok üzerinde durulması gereken kişi Ellen Page... "Hard Candy" ve "Juno" daki başrol oyunculuklarından sonra rahatlıkla söylenebilir ki ileride çok iyi şeyler yapabilecek biri var karşımızda. İleride diyorum çünkü daha sadece 21yaşında, ve birçoğunun bu yaşta isteyipte sahip olamadığı bir yerde, elbetteki bu güzel oyunculuğu sayesinde (dir heralde!). Şimdiye kadar çeşitli festival ve yarışmalarda 39 adaylığı vardı ve bunlardan 22sinde ödül aldı. Bu arada Marion'un kazandığı 2008 en iyi kadın oyuncu oscarına Ellen da adaydı.

4.Wall-e


Bu filmimiz ise diğerlerine göre yeni biraz. Ben de ancak geçenlerde fırsatını bulup izleyebildim. Film 2008 yapımı Pixar ın animasyonu. Yönetmen Andrew Stanton, Wall-e 'yi seslendiren Ben Burtt ve Eve 'i seslendiren Elissa Knight. Diğer filmler (bence) birbirine daha yakın bir tarzda olmasına rağmen bu film epeyce farklı-sonuçta animasyon-. Ama ortak noktaları onu da ballı lokma film haline getiriyor. Evet nedir bunlar? Filmdeki robot genelde pek de düşünülemeyecek bir kalıpta görünüyor; hem fiziki özellikleri bakımından hem de yapay zekasını kullanışıyla. Hayata bir robotun gözünden bakmak ne demekmiş anlıyoruz biraz da olsa (örneğin; yüzük kutusunu bulduğu zaman-izleyenler kesin hatırlayacaktır). Bu ve bunun gibi, robotun "kişiselleştirilmesi" değişik bir film izlediğinizi hissettiriyor-animasyon ya zaten farklı be hacı-.


Ama filmde beni bitiren şey elbetteki Wall-e nin "ivvvaa" demesinden başka bişey değildir ("yiriim seni,yiiirim.."). Seslendirmeleri mükemmel ötesi olmuş. Tabi hikayede öyle,animasyon zaten gerçek film izliyormuşsun tadında olunca, ee zaten söyleyecek de bişey kalmadığına göre bu filmi tatma sırası gelmiş de geçiyor bile...




Hey: Son olarak izleyip bayıldığım ama burda bahsetmediğim filmlere söylüyorum, size de sıra gelecek! Ve bu filmleri benim için bulduğu, benimle birlikte izlediği, ve daha da anlamlı kıldığı için Gökhan'a teşekkürler...

Yorumlar

  1. My Sassy Girl ün hollywood versiyonunu çekmişler. Gayet de kötü bir film olmuş. Orjinalindeki tatdan eser yok...

    Jeux D'enfants tekrar tekrar izlenesi bir film güzel tercih..

    Juno yu nedense pek sevmedim...

    Öbürünü de izlemedim daha...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Genetik Diye Bişey Var!

Ben de komiktim!

Okuma Şenliği: Kış 2018